Aromaterapinin kıymetli ürünlerinden biri olan hidrosoller, hidrolatlar ya da diğer adıyla aromatik sular, uçucu yağları damıtma sırasında elde edilir. Tabi diğer aromaterapi ürünlerinde olduğu gibi hidrosollerde de kafa karıştırıcı durumlar söz konusu. Gelin hep birlikte tüm merak edilenleri birlikte inceleyelim.
Hidrosoller; aromatik su, hidrolat olarak da tanımlanmaktadır. Tıbbi bitkilerin çiçek, yaprak, meyve gibi çeşitli kısımlarından uçucu yağ elde etmek için distile edilme sırasında ortaya çıkan yan bir üründür. Su veya buhar distilasyonu sırasında yağın altında ya da üstünde kalan su yağdan ayrılır ve hidrosol olarak kullanılır.
Uçucu yağ elde edilmesi sürecinden elde edilen bir su olduğu için içerisinde küçük bir miktar da olsa uçucu yağ bileşenleri taşımaktadır.
Hidrosoller ile ilgili en çok sorulan ve soru işareti bırakan konulardan biri içeriği ile ilgilidir. Hidrosoller kesinlikle içerisine uçucu ya eklenmiş distile su değildir. İnternet üzerinde bu tarz hidrosol yapımı videoları gördüyseniz lütfen dikkate almayınız.
Bir diğer konu da etiket üzerinde yazan “çiçek suyu” ifadesidir. Hidrosoller sadece çiçeklerden elde edilen bir ürün değildir. Distilasyonu yapılan bitkinin yaprak, meyve gibi farklı kısımlarından da elde edilebilmektedir. Bu sebeple sadece çiçek suyu olarak nitelendirmek yanlış bir tanımdır.
Satın alma işlemi yaparken diğer aromaterapi ürünlerini seçiminde olduğu gibi etiket okuması yapmak oldukça önemlidir. İçindekiler bölümünde “… distilasyonu ile elde edilen x uçucu yağının çıkarılması sürecinde elde edilen %100 saf x suyudur.” Şeklinde, içerisinde herhangi bir katkı maddesi olmadığına dikkat etmek gerekir. Saf değil farklı içerikler var ise o hidrosolün gerçek olmadığının göstergesi olabilir. Seçim yaparken etiket okumaya mutlaka dikkat ederek ürün tercihi yapmanızı öneririz.
Diğer aromaterapi ürünlerinde olduğu gibi hidrosollerde de katkı maddesi bulunmadığı için çabuk bozulabilirler. Doğru saklandığında hidrosolün türüne göre 12-24 ay arasında bir raf ömrü bulunur. Bu süreden daha uzun raf ömrü olan ürünleri, içerisinde koruyucu ya da katkı maddesi olma riskine karşı yine tercih etmemek gerekir.
Bir diğer dikkat edilecek nokta ise hidrosollerin renkleridir. Uçucu yağlarda olduğu gibi hidrosollerin de birçoğu renksiz ya da hafif renklidir. Örneğin lavanta hidrosolü mor, gül hidrosolü pembe renkli değildir. Bu tarz yoğun renkli ürünlerin içerisinde katkı maddesi olabilmektedir.
Hidrosoller elde edildikleri bitkilerin özelliklerini taşırlar. Bu sebeple sevdiğiniz bir uçucu yağın hidrosolünü keyifle kullanabilirsiniz.
Hidrosoller her ne kadar su bazlı formu ile zararsız gibi görünse de ilk defa kullanacak olan kişilerde mutlaka uçucu yağlarda olduğu gibi yama testi yapılmalıdır. Elinizin bir kısmına küçük bir damla uyguladıktan sonra en az 1 saat beklenmeli; kaşınma, kızarıklık, kabarma gibi belirtilerin olup olmadığı gözlemlenmelidir. Bir sorun ile karşılaşılmazsa kullanıma başlanabilir.
Hidrosollerin tazeliğini kaybetmeden kullanılabilmesi için mutlaka buzdolabında ya da serin bir yerde muhafaza edilmesi gerekmektedir. Böylece tazeliğini ve canlılığını koruyarak kullanabilirsiniz.
Uzun süre kullanmadığınız hidrosollerinizi bozulma ihtimaline karşı koklamadan tekrar kullanıma başlamayınız. Kokusunda farklılık ve bozukluk hissettiğiniz ürünleri kullanmayınız.
Doktor, aromaterapist önerisi olmadan dahili kullanımı kesinlikle önerilmemektedir.
Cilt tipinize uygun hidrosolü seçmek için aromaterapi kategorisinde yer alan tüm ürünlerimizin açıklama kısmını okuyarak tercih yapabilirsiniz.
Şifa olsun.